editorbet giriş Deneme Bonusu veren siteler editorbet giriş

Marcellus Williams’ın Davası: İslam Hukuku, Cinayet ve Masumiyet Karinesi

İslam, insan hayatının kutsallığını en üst düzeyde koruyan bir inanç sistemidir ve haksız yere can almayı kesin bir şekilde yasaklar. Kur’an-ı Kerim, haksız yere bir insanı öldürmeyi, tüm insanlığı öldürmekle bir tutarken, bir canı kurtarmayı ise bütün insanlığı kurtarmakla eşdeğer sayar. İbadet amacıyla gerçekleştirilen kurban kesimlerinde dahi merhamet, temel bir ilke olarak öne çıkar. Bu yaklaşım, Makâsidü’ş-şeriat perspektifinde, korunan en önemli değerlerden birinin ruh olmasıyla açıklanır. Bu yazıda, kendisini insan haklarının savunucusu olarak gören ABD’nin “yasal” yollarla gerçekleştirdiği haksız bir ölümü ele alarak, İslam hukuku çerçevesinde bir değerlendirme yapılacaktır.

24 Eylül 2024’te Missouri eyaletine bağlı Potosi hapishanesinde, mevcut delillere rağmen bir mahkûmun idam edilmesi infial yarattı. Marcellus Khalifah Williams adlı mahkûm, 1998 yılında eski gazeteci ve sosyal hizmet görevlisi Felicia Gayle’nin cinayetiyle suçlanıyordu. Defalarca masum olduğunu iddia eden Williams, delil yetersizlikleri nedeniyle haklı bulunmuş ve masumiyetini kanıtlayan DNA testleri sunulmuştu. Ancak Missouri yönetimi bu somut kanıtlara rağmen infaz kararını uyguladı. Peki, Marcellus Khalifah Williams kimdir ve neden, bu denli güçlü delillere rağmen idam edildi?

Marcellus Khalifah Williams kimdi?

Marcellus Khalifah Williams, cezaevinde Müslümanlığı kabul eden bir Siyahi Amerikalı olarak tanınıyordu. 30 Aralık 1968’de Indiana’nın South Bend şehrinde dünyaya gelen Williams, yaklaşık beş yaşındayken annesi ve iki erkek kardeşiyle birlikte St. Louis’e taşındı. Zamanla baba oldu ve bir kızı olan bir kadınla evlendi.

Marcellus Williams, 2001 yılında, eski gazeteci ve sosyal hizmet uzmanı Felicia Gayle’nin 1998 yılında bıçaklanarak öldürülmesi suçundan mahkûm edildi. Savcılığın iddiasına göre, Williams 11 Ağustos 1998’de Gayle’nin evine zorla girmiş ve büyük bir kasap bıçağıyla onu defalarca bıçaklayarak öldürmüştü. 2015 ve 2017 yıllarında infazdan kıl payı kurtulmasına rağmen, mahkûmiyeti devam etti ve 20 yılı aşkın süre idam hücresinde tutuldu. Bu süreç boyunca Williams, suçsuz olduğunu ısrarla savundu, masumiyetini kanıtlamak için çabaladı, ancak adaletin çarkları onun lehine dönmedi.

Cezaevinde bulunduğu süre zarfında Marcellus Williams, İslam dinini kabul etti, dini öğrenmeye başladı ve bu süreçte şiirler kaleme aldı. DNA testleri ve diğer bilimsel yöntemlerle haksız yere hüküm giymiş kişileri aklamak için çalışan Masumiyet Projesi’ne (The Innocence Project) göre, Williams Potosi cezaevinde Müslüman mahkûmların imamı olarak hizmet veriyordu ve kendisine “Khalifah” (halife) lakabı takılmıştı. Hukuk ekibi, İslam inancının Williams’ın kimliğinin merkezinde olduğunu ve daha önce bu yolu keşfetmediği için büyük bir pişmanlık duyduğunu belirtti.

24 Eylül 2024 tarihinde Missouri, Bonne Terre’deki bir hapishanede Marcellus Williams, suçluluğuna dair şüpheler sürmesine rağmen zehirli iğneyle idam edildi. Savunma ekibi, cinayet silahı üzerinde Williams’ın DNA’sının bulunmadığını ve yargı sürecinin, siyahi jüri üyelerinin dışlanması nedeniyle adil olmadığını vurguladı. Ayrıca, cinayet silahı olan bıçağı eldiven kullanmadan tutan bir savcı ve araştırmacının DNA izlerine rastlandığı tespit edilmişti. Williams, idamından önce el yazısıyla kaleme aldığı son mesajında, “Her durumda Allah’a hamd olsun” (elhamdülillah ala külli hal) ifadelerini kullandı.

İslam’da Cinayet Davası

İslam'ın cinayete karşı duruşu herkesçe malumdur; ancak, insan öldürme eylemine aynı derecede yaklaşılmaz. Bu eylem, sebep ve bağlamlarına göre değerlendirilerek hüküm verilir. Dolayısıyla, birçok İslam hukukçusuna göre, İslam ceza hukuku çerçevesinde cinayet beş ana kategoriye ayrılır.

İsim

Açıklama

Cezası

Kasıtlı Cinayet (Katlu-l-’amd)

Bir kişiyi bilerek ve isteyerek öldürme eylemi. Genellikle ölümcül bir silah veya alet kullanılarak gerçekleştirilir.

Ölüm cezası veya kısas.

Yarı-Kasıtlı Cinayet (Katlu şibhi al-’amd)

Ölümcül olmayan bir aletle yaralama amacıyla gerçekleştirilen eylemin, ölüme yol açması durumu.

Mali tazminat ve bazı durumlarda hapis cezası.

Kazara Cinayet

Kasıt olmaksızın, hata sonucu bir kişinin ölümüne neden olma durumu.

Kefaret olarak bir Müslüman köle azat etmek, iki ay oruç tutmak ve tazminat ödemek.

İstem Dışı Cinayet

Failin bilinci dışında gerçekleşen eylemler sonucunda meydana gelen ölüm durumu.

Kefaret olarak bir Müslüman köle azat etmek, iki ay oruç tutmak ve tazminat ödemek.

Dolaylı Cinayet

Ölümün bağımsız bir sebep sonucu gerçekleşmesi durumu.

Niyet eksikliği nedeniyle kazara cinayet gibi değerlendirilir.

 

Williams Davası ve İslami Hukuk Açısından Değerlendirme

Peki, Marcellus “Khalifah” Williams İslam hukuku açısından nasıl değerlendirilebilir? Kendisi, başka birini kasıtlı olarak öldürmekle suçlanmış, ancak mahkeme sürecinde net bir delil ortaya konmamıştır. Yıllar sonra yapılan DNA testleri ise onun masumiyetini kanıtlamıştır. Williams'ın durumu, ölen kişinin ailesinin davanın düşürülmesi talebiyle farklı bir boyut kazanır. İslam hukukuna göre, aile kısası istemiyor ve mağdurun haklarını feragat ediyorsa, dava düşürülebilir. Bu bağlamda, Williams’ın ceza alması ve daha sonra masumiyetinin kanıtlanması, İslam hukuku açısından da değerlendirildiğinde, ailenin talebinin dikkate alınması gerektiği ortaya çıkmaktadır.

İslam hukukunda, böyle bir dava gerçekten reddedilebilir çünkü Kur'an, kasıtlı adam öldürme için iki olası çözüm sunar: idam (kısas) veya diyet (kan bedeli). Diyet, genellikle yarı kasıtlı cinayet vakalarında uygulanır; ancak, kurbanın ailesi kısastan feragat etmeyi seçerse, kasıtlı cinayet davalarında da diyet ödenmesi mümkündür.Hz. Peygamber şöyle demiştir: “Birinin yakını öldürülür veya yaralanırsa, üç seçeneği vardır: intikam, affetme veya tazminat alma. Ancak, bunlardan fazlasını talep ederse, dizginlenmelidir; bu sınırları aşanlar büyük bir ceza ile karşılaşacaktır” (Sunan Ebu Davud). Bu durum, İslami ceza hukukunun kurbanın ailesine intikam alma veya sanığı affetme yetkisi tanıdığını, dolayısıyla toplumsal barış ve uyumun sağlanmasına katkıda bulunduğunu göstermektedir.

Üstelik evrensel olan masumiyet karinesi, İslam hukukunda korunmaktadır ki, “Bir masumu yanlışlıkla mahkûm etmektense suçluyu serbest bırakmak daha iyidir”

Sonuç

Williams’ın idamı, geniş çapta kınanmış, eleştirmenler mevcut delillerin böyle bir cezayı hak etmediğini savunmuştur. Bazı yorumcular, ırkçı önyargıların ve Williams’ın İslami davet çalışmaları, mahkumlar üzerindeki reformist etkisi ve Filistin’e verdiği destek gibi unsurların Yüksek Mahkeme’nin idam cezasını uygulama kararı üzerindeki etkilerine dikkat çekmiştir. Bu faktörler, kişisel önyargıların olayın sonucu üzerinde etkili olabileceğini düşündürmektedir.

Buna karşın, İslami şeriat hukuku tarafsız ve adil bir sistem sunmakta, kişisel düşmanlıklardan ve önyargılardan uzak durmaktadır. İnsan yapımı yasaların aksine, şeriat adaleti kabile veya grup sadakatinden bağımsız olarak savunmakta; yaşam, onur, mülk ve toplumsal düzenin korunmasını öncelikli kılmaktadır. Bu bağlamda, cinayet, hirâbe, soygun gibi ciddisuçlar için katı cezalar öngörmektedir.


*Bu yazı İdrakpost İngilizceden Türkçeye Zekiye Gök tarafından çevrilmiştir.