editorbet giriş Deneme Bonusu veren siteler editorbet giriş

Türkiye’de Nüfus Niçin Yaşlanıyor?

Türkiye’de Nüfus Niçin Yaşlanıyor?

Nüfus, bir ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel yapısını doğrudan etkileyen en önemli unsurlardan biridir. Türkiye, geçmiş yıllarda yüksek nüfus artış oranına sahip bir ülke iken günümüzde bu oran giderek azalmaktadır. TÜİK verilerine göre, nüfus artış hızı binde 2,8’den binde 1,1’e düşmüştür. Bu durum, Türkiye’nin gelecekteki demografik yapısını ve ekonomik dinamiklerini önemli ölçüde etkileyecektir. Nüfus ülkelerin en önemli gücüdür, iyi eğitip istihdam ederse. Ancak iyi eğitip iş vermezse bu sefer ülke için büyük tehlikedir.

Türkiye’de 1960 yılına kadar nüfus artışı teşvik edilmiş 1960’tan sonra ise nüfus artış hızını azaltmak için politika uygulanmaya başlanmıştır. 2007 yılından sonra ise özellikle nüfusu artırmak için söylemler geliştirilmiş fakat yeterli çalışmalar yapılamamıştır. İkinci dünya savaşından sonra özellikle Rock Feller Vakfı BM’yi dünya nüfusunun azaltılması için finansa etmiş. Nüfus azaltma politikası uygulayan ülkelere finansal destekler vermiş. Türkiye de bu destekleri almıştır. Bu desteği hem devlet hem de bu konuda çalışma yapan  sivil toplum kurumları almıştır. Türkiye’de olduğu gibi az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin tamamında BM’nin desteği ile nüfus planlamaları yapılmaktadır. 1994 yılında Mısır’da düzenlenen BM nüfus toplantısında Endonezya, nüfus planlamasında en başarılı Müslüman ülke olduğu için takdir edilmiştir.   

Türkiye’de Nüfus Artışının Azalmasının Nedenleri

1. Eğitim Seviyesinin Artması:  Özellikle kadınların eğitim ve iş hayatında daha fazla yer alması, doğurganlık oranlarını düşüren temel faktörlerden biridir. Üniversiteleşmenin artması her bireyin üniversite mezunu olması evlenme yaşını geciktirmiştir.

2. Şehirleşme ve Yaşam Koşulları: Kırsal bölgelerden şehirlere göç eden insanlar, ekonomik şartlar ve yaşam maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle daha az çocuk sahibi olmayı tercih etmektedir. Köyün geçim kaynağı tarım ve hayvancılık olduğu için köyde nüfus ne kadar fazla ise aile bütçesine katkı da o ölçüde fazladır. Özellikle 1950’den sonra köyden kente göç artmış, bu artışta şehir özendirilmiş.  Özellikle 1998’de taşımalı eğitimin çıkıp zorunlu eğitimin 8 yıl olarak dayatılması, yine 2012 yılında zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması köylerin boşalmasına neden olmuştur. Köyden şehre göç ise nüfus artış hızını azaltmıştır.

3. Ekonomik Faktörler: Artan yaşam maliyetleri, barınma, sağlık ve eğitim giderleri, ailelerin çocuk sahibi olma kararlarını etkilemektedir. Ekonomik belirsizlikler, bireyleri daha az çocuk yapmaya yönlendirmektedir. Dünyevileşme, rızık endişesinin artması evliliği azalmıştır. Hâlbuki bir Müslüman için rızkın kefili Allah’tır. Allah çalışan insanın rızkına kefildir. Dünyevileşen, köklerinden kopan, bireyselleşen Müslümanlarda çocuk sayısı azalmıştır.

4. Kadınların İş Hayatına Katılımı: Kadınların iş gücüne katılımının artması, doğum oranlarını düşüren önemli bir etkendir. Kariyer hedefleri ve iş hayatının gereklilikleri, doğurganlığı azaltmaktadır. Özellikle Avrupa Birliği fonlarının kadınların iş hayatına girmesini teşvik edilmesi. Devletin memuriyette kadınlara pozitif ayrım yapması kadınların çalışmasını artırmış. Daha önceki yazılarımızda belirtmiştik Rock Felller’in bir röportajında vakıf olarak kadınları daha fazla çalıştırmalıyız çünkü onlar ekonomiye katkı sağlar, vergi gelirleri artar, ucuz işçidir, onlar çalışırsa çocukları biz eğitiriz demiştir.

5. Evlenme ve Doğum Yaşının Artması: Türkiye’de ortalama evlilik ve anne olma yaşı giderek yükselmektedir. Geç evlenme ve çocuk sahibi olma yaşının ileriye kayması, doğurganlık oranını düşürmektedir. Nitekim 1990’lı yıllarda kadın başına düşen çocuk 6 iken bugün 1,5’a gerilemiştir.

6. İstanbul sözleşmesi ile kadına pozitif ayrımcılık yapılması: Ailede söz sahibi olan ve yükü çeken babanın otoritesini sarsmış erkekleri evlenmekten uzaklaştırılır. Kadının beyanının esas kabul edilmesi duygusal bir şekilde yaratılan kadının ani karar verip evlilikteki saygınlık ve mahremiyetinin yasaların verdiği yetkiyle azalması boşanmayı artırmıştır. Her ne kadar hükümet İstanbul sözleşmesinden çekildim dese de kanunların uygulanmaya devam etmesi erkekleri evlenmekten uzaklaştırmaktadır. İnsanı yaratan Allah kadını ve erkeği bir birine üstün olarak değil aile ve toplumda birbirini tamamlayıcı yaratmıştır. Birini annelikle bezemiş ve duygusal olarak yaratırken diğerini ailesini koruyucu, sahiplenici olarak yaratmıştır. Sen babalık gururunu ayaklar altına alıcı kanunları uygulamaya devam edersen baba da evlilikten kaçar. Tekrar en azından eski kanunlara dönülmesi gerekiyor. Biz Allah’tan daha mı iyi biliyoruz ki kadının beyanını esas kabul ediyoruz?

7. Ülkeden dışarıya yapılan genç nüfus göçü: 2023 yılında 20-24 yaş arasındaki 159.000 genç yurt dışına göç etmiştir. Çünkü istihdamın yetersiz olması, herkesin üniversite mezunu olması, vatan sevgisinin azalması bunu her geçen gün artırmaktadır. Çünkü sömüren Batı ülkeleri gelişmekte ve geri kalmış ülkelerin refah düzeylerini fazla artırmazlar ki bu ülkelerin ana kaynağı olan gençler ülkelerine gelip hizmet etsinler. Türkiye’de okuyan zeki insanlar Almanya, İngiltere gibi ülkelere giderek onların insan ihtiyacını karşılar. Bunu bazen ülkelerin içine yerleştirdiği ajanlarla yaparlar. Nitekim 2020’den sonra yaklaşık 50 bin doktor sağlık sistemi çöken Almanya'ya gitmişti.

Azalan Nüfus Artışının Sonuçları

1. Yaşlanan Nüfus: Nüfus artış hızının düşmesi, Türkiye’nin yaşlanan bir nüfus yapısına doğru ilerlemesine neden olmaktadır. Bu durum, emeklilik sistemine ve sağlık harcamalarına olan yükü artıracaktır.

2. İş Gücü Azalması: Nüfus artış hızındaki düşüş, uzun vadede genç iş gücü potansiyelini azaltarak üretkenliği olumsuz etkileyebilir. Bu durum, ekonomik büyüme hızını yavaşlatabilir. Türkiye’de bugün tarım ve hayvancılıkta, sanayide çalışacak insan sıkıntısı yaşanmakta bu durum artarak devam edecektir. 2023 yılında Türkiye bir önceki yıla göre daha fazla ihtiyarlamıştır.

3. Tüketim ve Pazar Daralması: Genç nüfus oranının azalması, tüketim alışkanlıklarını değiştirebilir ve iç pazardaki talebin daralmasına yol açabilir.

4. Göç Politikalarının Değişimi: Azalan nüfus artışı, Türkiye’yi göç politikalarını gözden geçirmeye itebilir. Yabancı iş gücü ve göçmen politikalarının ekonomik ve demografik dengeyi sağlamak için önem kazanması muhtemeldir. Nitekim Türkiye’de hayvancılık Afgan göçmenlere bırakılmış, sanayinin işçi eksikliğini ise Suriyeliler tamamlamaktadır. 2023 yılında bir önceki yıla göre 253 bin göçmen Türkiye’den göç etmiştir. Bu da nüfusu azaltmıştır.

Çözüm Önerileri

 Aile kavramının önemi anlatılmalı.

 İslami hassasiyet ön plana çıkarılmalı.

Teşvikler daha da artırılmalı.

Aile Dostu Politikalar: Devletin, çocuk sahibi olmayı teşvik eden ekonomik destekler ve sosyal politikalar geliştirmesi gerekmektedir. Doğum izni süresinin artırılması, kreş desteği ve çalışan annelere yönelik esnek çalışma saatleri gibi uygulamalar nüfus artışını olumlu etkileyebilir.

 Zorunlu eğitim 4 yıla indirilmesi

 Köye dönenlere teşvik verilmesi.

Ekonomik Refahın Artırılması: Ekonomik istikrar ve gelir seviyesinin yükseltilmesi, bireylerin gelecek kaygısını azaltarak çocuk sahibi olma kararlarını olumlu yönde etkileyebilir.

İstihdam ihtiyacına göre üniversitelere öğrenci alınmalı.

Zina yasaklanmalı.

Gayri ahlaki davranış ta bulunanlara psikolojik baskı uygulanmalı.

Eğitim ve Bilinçlendirme: Aile planlaması ve bilinçli ebeveynlik konusunda farkındalık artırıcı eğitimlerin yaygınlaştırılması, doğum oranlarını dengede tutmaya yardımcı olabilir.

Göç Politikalarının Düzenlenmesi: İş gücünü korumak ve ekonomik kalkınmayı desteklemek için kontrollü göç politikalarının uygulanması önemlidir.

Sonuç

Türkiye’nin nüfus artış hızındaki düşüş, sosyal ve ekonomik yapıyı doğrudan etkileyen bir gelişmedir. Yaşlanan nüfus, iş gücü azalması ve ekonomik büyüme açısından riskler barındırsa da doğru politikalarla bu süreç yönetilebilir. Devletin eğitim, ekonomi ve aile politikalarını entegre bir şekilde ele alması, nüfus dinamiklerini dengede tutarak sürdürülebilir bir kalkınma sağlamada önemli rol oynayacaktır.