Mısır’da Kültürel Mirasın Hukuki Serüveni: İslam Fıkhı ve Pozitif Hukuk Çerçevesinde Eser Ticareti
Bu yazıda, özellikle Mısır örneği üzerinden, eser ticaretinin hukuki çerçevesi tarihsel bağlamda ele alınmaktadır.
editorbet giriş Deneme Bonusu veren siteler editorbet giriş
Bu yazıda, özellikle Mısır örneği üzerinden, eser ticaretinin hukuki çerçevesi tarihsel bağlamda ele alınmaktadır.
İslam mimarisi, sadece taş ve harçtan ibaret değildir; bilakis, Kur’an-ı Kerim’in öğretilerinden ilham alan bir medeniyet anlayışının tezahürüdür. Mahremiyet, estetik, denge ve güvenlik gibi temel ilkeler doğrudan yüce kitabımızda işaret edilen hakikatlerle şekillenmiştir.
Hilafet yıkıldığında Filistin, Türkistan, Balkanlar, Bosna, Keşmir, Irak, Mısır, Suriye, Lübnan, Yemen, Libya, Afganistan vb. İslam ülkelerinde birçok kargaşa yaşanmış, düşman İslam ülkelerini işgal etmeye ve var olan huzuru bozmaya başlamıştır.
Elbette geçmişten kalan her şey bizim mirasımızdır. Yalnız her miras kimliğimizi teşkil etmez. Kendinden önceki bütün kültürleri ve inançları bertaraf eden vahiy kültürü, noksanlık ve yapmacık her hangi bir medeniyet için değişemez.
Osmanlı Devleti Mısır’a hâkim olduktan sonra Memlüklü sikkelerini hemen iptal etmemiştir. Çünkü bu dönemde Mısır’da yaşayan nüfus birkaç milyon idi. Dolayısıyla Osmanlıların bu milyonlar altın ve gümüş sikkeyi hemen bastırmaları mümkün değildi
Böylece İstanbul İslam dünyasının siyasi başkenti olmuştur. Dolayısıyla İslam dünyasındaki sanat ve mimaride İstanbul’u ve Osmanlıları etkilemişti
İslam tarihinde meşhur olan iki Bağdat şehircilik anlayışı vardır. Birincisi, Abbasi Bağdat Müdevvere المدورة anlayışıdır ki “daire şeklinde şehir” demektir. İkincisi ise Osmanlı Bağdat kare şehirciliğidir.
İslam fıkhı şehircilikte genel kurallar koymuş, başkalarına zarar vermemek şartı ile özelde insanları serbest bırakmıştır. Bu serbestlik ile nakil ve akıl arasındaki ittifak sağlanmıştır
© 2025 Tüm Hakları Saklıdır. RN Medya