SİYASET
Nijer’de Neler Oluyor
Abdullah Abass İdi
Son bir haftadır, haberlerde Batı Afrika ülkesi "Nijer Cumhuriyeti" görülmektedir. Ülkede bir darbe gerçekleşti ve medyada görüldüğü üzere halkın büyük bir kısmı bu darbeyi emperyalist Fransa'nın ülkedeki etkisini azaltacağı düşüncesiyle sevinçle karşılamış hatta Fransa büyükelçisine saldırmıştır. Nijer 25 Temmuz darbesi, Nijer'in beşinci darbesi olmasına rağmen ülkenin darbelere aşina olduğunu göstermektedir. Ancak bu sefer, aynı bölgede bulunan Mali, Burkina Faso ve Gine gibi ülkelerde son iki yılda darbeler yaşanması ve bu darbelerin anti-Fransa emperyalizmiyle ilişkilendirilmesi, Nijer darbesine bambaşka bir önem kazandırmıştır. Bu durum, bölgedeki ülkelerin, kendilerini dünya güç mücadelesi içerisinde bulunduğunu göstermektedir.
Ne oldu
25 Temmuz 2023 tarihinde, Nijer Cumhuriyeti 13 yıl aradan sonra bir darbe ile sarsıldı. Darbenin başında, 59 yaşındaki Tuğgeneral TIANI Abdourahamane adında bir cumhurbaşkanlığı koruma muhafızı bulunmaktadır. Darbe, perşembe günü sabahı cumhurbaşkanlığı sarayına giriş ve çıkışların yasaklanması ve cumhurbaşkanı Mouhamed Bazoum'un kendi muhafızları tarafından tutulması ile ortaya çıktı. Bazoum'a yakın kaynaklar, darbe liderinin "güçlü adam" olarak tanımlandığını ve cumhurbaşkanıyla bir süredir anlaşamadıklarını belirtiyorlar. Haberlerde, 26 Temmuz'da yapılacak olan bakanlar kurulu toplantısında darbenin liderinin değiştirileceği kulislerde dolaşan bilgiler arasındaydı. Cumhurbaşkanı ile arasındaki anlaşmazlığın nedeni, bir önceki cumhurbaşkanı olan Mahamadou İssoufou (2011-2021) döneminden bu yana koruma muhafızlarının işleyiş tarzından rahatsız olması ve onlara ayrılan bütçenin yüksek olmasından dolayı tasarrufa yönelik düşünceleridir. Ancak bu durumun gerçekte böyle olmadığı düşünülmektedir.
Nijer, 1960 yılından bugüne kadar beşinci darbeyle karşı karşıya kalmış bir ülke olarak tarihe geçmiştir. Önceki darbelerde, genellikle bir kolluk kuvveti tarafından gerçekleştirilmiş ve cumhurbaşkanlığı koruma muhafızları kolaylıkla teslim olmamışlardır. Bu durum, bazen kuvvetler arasında çatışmaya yol açmış ve iki taraftan da kayıplar yaşanmış, hatta siviller de aynı durumdan etkilenmiştir. Ancak son darbede durum farklıydı. Aynı günün gece saat 00:00 civarında televizyona çıkan üniformalı askerler, polis, jandarma, silahlı kuvvetler, ulusal muhafızlar ve cumhurbaşkanlığı koruma muhafızlarından temsilcilerin yer aldığı bir açıklama yapıldı. Bu, darbenin birçok güvenlik birimi tarafından gerçekleştirildiğini ve muhafızların direnç göstermediğini göstermektedir.
Anlaşılan odur ki, darbenin başarılı olmasında can kaybı ve yaralanma olmamasının nedeni, bizzat muhafızlar tarafından gerçekleştirilmesi ve darbeye karşı çıkanlara karşı gösterdiği sert tepki ve silah kullanımı olabilir. Darbe girişimi sırasında muhafızlar karşı çıkan protestocuları bertaraf etmek için havaya ateş açmış ve bu sırada bazı protestocuların yaralanmıştır.
Darbeye genel bakış
Darbecilerin elebaşı 2011'den beri muhafızların başkanı General Tiani, darbenin nedenleri olarak üç ana konuyu açıklamasında vurgulamıştır:
- Güvenlik politikasına gerçekçi çözüm getirilmemesi ve devam eden bölgesel güvenlik sorunları, özellikle 2019 Aralık ayında yaşanan terör saldırısı ve Fransa'nın bu saldırının arkasında olduğuna dair halkın iddiaları.
- Yolsuzluklar.
- Sosyopolitik sorunlar.
Sonrasında, 30 Temmuz tarihinde Nijer'in tüm 8 bölgesinde halkın sokağa döküldü. Protestocuların çoğu, ülkedeki tüm batı ülkelerinin askerlerinin derhal ve şartsız olarak ülkeden çıkarılmasını talep ederken, Rus bayrakları dalgalandıran ve Rus işbirliğini destekleyen protestocular da oldu. Diğer yandan, bazıları ise eski cumhurbaşkanın görevine geri getirilmesini isteyerek darbecilere karşı çıkmıştı. Bu durum, Nijer'de darbe sonrası halkın farklı taleplerle ve görüşlerle tepkisini gösterdiğini ve ülkedeki siyasi durumun karmaşık olduğunu göstermektedir.
Dış tepkiler
Batı Afrika'daki diğer ülkelerdeki darbelerde olduğu gibi, geçici hükümetin başındaki askerlerin Fransa karşıtı duruşları bölge halkı tarafından desteklenmiş ve diğer eski Fransız sömürge ülkelerin desteğini kazanmıştır. Bu ülkeler, Fransa ile diplomatik ilişkileri keserek ve Fransız askerlerini ülkelerden çıkararak darbeye destek vermişlerdir. Bu tür olaylar bölgedeki Fransız karşıtı eğilimlerin artacağı düşüncesine sebep olmuştur.
Halbuki, darbenin ardından Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS), 30 Temmuz tarihinde Nijer'de olan darbe hakkında Nijerya'nın başkenti Abuja'da bir toplantı düzenlemiştir. Ancak Burkina Faso, Mali ve Nijer temsilcileri bu toplantıya katılmamıştır. Toplantıda 15 üye ülke cumhurbaşkanı düzeyinde katılması beklenen toplantıda demokrasiye dönene kadar Nijer'e ağır ekonomik yaptırımlar uygulanma, sınırlar kapatmalar vaatlerinde bulunmuşlardır. Unutulmamalıdır ki, benzer yaptırımlar daha önce Burkina Faso ve Mali rejimlerine de uygulanmıştı. Ancak bu sefer, en önemli şart, yeni hükümetin askeri gücü kullanma olasılığına karşı dikkatli olmalarıdır.
ECOWAS tarafından yeni hükümete ek olarak ağır yaptırımlar uygulanmış ve seçilmiş cumhurbaşkanı olan Mouhamed Bazoum'a bir hafta içinde hükümeti teslim etmeleri gerektiği konusunda tehdit edildi. Aksi takdirde, askeri operasyon seçeneği masaya getirileceği ifade edildi. ECOWAS'un tarihinde, contalara karşı böyle bir durum daha önce yaşanmamıştır. Bu durumda, yeni hükümetin seçilmiş Cumhurbaşkanı Mouhamed Bazoum'u göreve iade etmek amacıyla diğer üye ülkeler tarafından askeri operasyonla müdahale edilebileceği planlanmıştır.
Bu askeri müdahale ve Nijer'e yönelik ağır yaptırımlara hemen Birleşmiş Milletler, ABD, Avrupa Birliği ve Fransa'nın destek vermesi, ECOWAS'ın sadece bu ülkelerin sözcüsü gibi bir izlenim bırakmaktadır. Öte yandan, ertesi gün Mali hükümet sözcüsü, hem Mali hem de Burkina Faso adına tarihi bir açıklama yapmıştır. Açıklamada, ECOWAS tarafından Nijer'e uygulanan yaptırımları kınamış ve Nijer'e destek vererek, "Nijer'e yapılacak her türlü askeri operasyon Mali ve Burkina Faso için bir savaş ilanıdır" ifadesini kullanmıştır. Gine de sonraki günde benzeri bir açıklama yapmıştır. Mali ve Burkina Faso'daki kontrollü rejimlerin Rusya'ya yakın olması, ülkeler arası savaşların görülmediği Batı Afrika'da bir blok savaşa hazırlandığı izlenimini uyandırmaktadır. Her ne kadar müzakereler devam etse de, haberlere göre Nijer'in %70 elektriğini sağlayan Nijerya, ülkeye elektrik kesmiştir. Aynı zamanda olası bir askeri müdahale için Nijerya'nın Nijer başkentine yakın sınır eyaleti Sokoto'ya ordusunu sevk etmesi söylentiler arasındadır.
Nijer’den bahsedilirken dünyanın fakir ülkelerinden olduğu söyleniyor ama neden bu kadar önemli?
Nijer neden önemli?
Dünya Bankası'na göre, Nijer'in GSYH’i 2020 yılında 8,2 milyar dolar olmuş ve kişi başına düşen GSYİH ise 2020 yılında 454,4 dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu verilere göre Nijer, dünyanın 166. ekonomisidir. Düşük gelirli bir ülke olarak sınıflandırılmasına rağmen, Nijer'in küresel sahnede önemi göz ardı edilmemelidir. Ülke, zengin maden kaynaklarına sahip olup uranyum, en dikkate değer varlık olarak ön plana çıkmaktadır. Nijer, uranyumun dördüncü büyük üreticisi olmasının yanı sıra, eski sömürgeci yöneticisi ve önde gelen ticaret ortağı Fransa, dünya nükleer enerji tüketiminin en büyüğüdür ve Nijer'in uranyumu burada büyük bir rol oynamaktadır.
Fransa'nın Nijer'deki ekonomik faaliyetleriyle birlikte, Nijer hem ABD için hem de Fransa için stratejik bir konumda bulunmaktadır. Fransa'nın diğer Sahel ülkeleriyle yaşadığı anlaşmazlıklar sonucunda, Nijer ve Çad kalmıştır. Fransa, Sahel bölgesindeki askeri varlığını diğer ülkelerden çekip Nijer'e odaklamıştır. Diğer yandan, Çad'ın komşu ülkeleri Orta Afrika Cumhuriyeti, Libya ve Sudan'da Rusya yanlısı askeri faaliyetler yürütmektedir. Bu nedenle, Çad, Fransa için Nijer kadar güvenli bir konumda değildir. ABD için de stratejik olarak Nijer çok önemlidir. Bunun nedeni, Nijer'in Afrika'daki ABD'nin en büyük insansız hava aracı üssüne (Air Base 201) ev sahipliği yapmasıdır; üs, Agadez'e yakın Sahara çölünde bulunmaktadır. Bu üs, izolasyonu, iklimi ve bölgedeki konumu göz önünde bulundurulduğunda stratejik bir öneme sahiptir; Sahel bölgesi çevresindeki çeşitli ülkelere yönelik casusluk ve saldırı faaliyetlerinde kullanılabilir. Her iki ülkenin Nijer politikasının önemi, ECOWAS başkanı olan Nijerya Cumhurbaşkanı Bola Ahmed Tinubu ile yaptıkları görüşmelerinde görülmektedir.
Tüm bu durumları ve son yıllarda Rusya'nın Afrika politikasını göz önünde bulundurduğumuzda, Nijer'deki darbenin büyük öneme sahip olduğu açıktır. Ukrayna'da NATO ve Rusya arasında temsili savaşının yaşandığı bir dönemde, Afrika'da da ECOWAS ve Wagner destekli rejimler arasında Nijer üzerinde çatışma potansiyeli artmaktadır. Afrika ülkeleri, kendi din ve ırk kardeşleri ile emperyalist güçler arasında oyuna gelmemelidir, aksi takdirde kendilerini katliamların içinde bulabilirler. Özellikle ECOWAS'ta önde gelen ülke olan Nijerya ve Nijer, Boko Haram ve ISWAP terör örgütlerine karşı mücadele ederken, böyle bir iç kargaşanın bölgedeki terör faaliyetlerinin artmasına neden olacağı açıktır. Bu da bölgedeki güvenlik ve istikrarın ne kadar hassas olduğunu göstermektedir. Zira bu terör örgütleri, emperyalist güçlerin bölge insanlarına zulmederek kaynakları kolayca ele geçirebilmek için kullanabilecekleri en kolay araçtır.
Sonuç olarak ülkede bir darbe gerçekleşmiş ve halkın önemli bir kesimi, batı yanlısı hükümetlere olan kırgınlıklarından dolayı darbeyi desteklemiştir. Contalar, zaman kaybetmeden özellikle Fransa ile ilişkilerin askıya alınmasını talep etmektedirler. Şu an için batı karşıtı oldukları açıkça görülmektedir ve bu karşıtlığın önümüzdeki günlerde alınacak kararlarla daha da belirgin hale geleceği görünmektedir. Ancak, bu durumun Nijerlilere bir fayda sağlayıp sağlamayacağı veya farklı aktörlerin aynı durumda olup olmayacağı zamanla gösterilecektir!
Hacı Sarı
Ağustos 06, 2023 Pazar 08:18
Tebrik ederim Gayet açıklayıcı bir yazı olmuş